Hepsi Eurovision 09 'da !!

Gönderen Admin | 19:14

EUROVİSİON 2009'A ONLAR GİDECEK



TRT, Mor ve Ötesi’nin 7’nci olduğu 53’üncü Eurovision Şarkı Yarışması’nın ardından hız kesmeden önümüzdeki yıl için hazırlıklara başladı. Yarışmaya katılan diğer ülkeler şarkıların yanı sıra şova da ağırlık verirken, Mor ve Ötesi’nin bu alanda geri planda kalması nedeniyle eleştirilen TRT, bu kez hem müzikal hem de sahne şovu açısından son dönemin en başarılı gruplarından biri olan Hepsi’ye yöneldi. 18-19 Mayıs tarihlerinde Rusya’da gerçekleşecek olan 54’üncü Eurovision Şarkı Yarışması için Hepsi grubuna teklif götürdü. Cemre, Eren, Yasemin, Gülçin’den oluşan grup üyeleri teklife henüz yanıt vermedi. Ancak yakın çevreleri Hepsi’nin teklife olumlu baktığını söylüyor. Eurovision Şarkı Yarışması’na katılan diğer ülkelerin sahne şovuna önem verdiğini gören TRT yetkilileri bu nedenle Hepsi grubunu tercih etti.


“Sevgisiz bir hayat, yaşanmamış demektir.”

Eren ve Gülçin’in kendilerini yemek arabasının tekerleklerine zincirlediğini duyan herkes, bahçeye toplanır. Onlar, Eren ve Gülçin’in neden böyle bir şey yaptığını anlamaya çalışırken, Eren yemek şirketinin çevreyi kirlettiğini anlatır!

Terapistin verdiği ödev sonucu kızların yazdıkları kâğıtları ele geçirmek isteyen çocuklar, bir yolunu bulup amaçlarına ulaşırlar: Kızların çocuklar hakkında yazdıkları şeyler oldukça şaşırtıcıdır! Çocuklar, kızların yazdıkları doğrultusunda hareket etmek için kolları sıvarlar. Kâğıtlarda yazılanları yerine getiren çocuklar, kızların olumsuz tepkileri karşısında oldukça şaşırırlar. Kızlar ise çocuklardaki değişikliği anlamaya çalışır fakat işin içinden çıkamazlar!..

Bu arada okuldaki dedikoducu kızlar, Korkut ve babasının konuşmasına şahit olur ve yanlış anlarlar: Babasının, Korkut’un Yasemin’le evlenmesini istemediğini düşünen dedikoducu kızlar, bunu ilk fırsatta
Yasemin’e söylerler. Ne kadar beli etmemeye çalışsa da, Yasemin bu duruma çok üzülür ama Korkut’a gerçeği soramaz. Korkut ise, Yasemin’deki değişikliği fark etmesine rağmen fazla üstünde durmaz…

Erol Hoca, Bayan Berbatov’un akvaryumuna koymak üzere evdeki balığını getirir. Balığın adı Rosalind’dir. Bayan Berbatov çaktırmamaya çalışsa da, oldukça bozulmuştur. Romeo’nun ilk aşkı olan Rosalind, yeni yerinden son derece memnundur ama, bu sefer de Rosalind’in gelmesiyle birlikte, Juliet depresyona girer. Erol çareyi balıkları kendi odasına götürmekte bulur…

Evlendiklerinden beri baş başa kalamayan Alev ve Bora, bir gecelerini okulda geçirmeye karar verirler. Oldukça romantik bir gecenin ortasında Muti’ye yakalanan Alev ve Bora, tam her şeyin bittiğini düşünürken, Muti’nin onları Erol’un odasına kilitlemesiyle yine baş başa kalırlar. Bütün geceyi Erol’un odasında geçiren Alev ve Bora, sabah kötü bir sürprizle karşılaşırlar: Bayan Berbatov’un balığı Juliet ölmüştür!.. Bu arada, kendisini tekrar yemeğe davet etmesiyle birlikte Erol Hoca’yla yemeğe çıkan Füsun ise, Erol Hoca’nın yaptığı teklif karşısında oldukça şaşırır!


Alev Anne mi olacak?

“Mutluluk, bizde olmadığı halde, başkalarına verebileceğimiz tek şeydir.”
Alev ve Bora’nın yine akıl almaz bir biçimde kavga etmiş olmaları, kızları ve çocukları hayrete düşürür! Bora’yla asla birlikte olamamalarına rağmen Alev’in büyük bir sürprizi vardır: Alev hamiledir! Bu haber karşısında şok olan kızlar, bunun nasıl olduğunu anlamaya çalışırken, asıl şoku Bora yaşar! Bora’nın tepkisi karşısında, işi kendisini sevmemekle suçlamaya kadar götüren Alev, Bora’ya karşı oldukça sert bir tutum takınır… Cemre ve Emre’nin kendisine hazırladığı sürprizi merak eden Zeynep, aldıkları müthiş oyuncak arabayı görünce oldukça sevinir. Zeynep’in sevincini paylaşan biri daha vardır: Yasemin! Korkut’un okulda dolaşan bir dedikoduya kulak misafiri olması ve bunu hemen çocuklarla paylaşması sonucu, Mert ve Emre, Gülçin ve Cemre hakkında oldukça yanlış fikirlere kapılırlar. Okulda dolaşan dedikoduya göre, Gülçin Mert’ten sıkıldığı için unutkanlık numarası yapmakta; Cemre ise Emre’yle zengin olduğu için evlenmemektedir! Korkut’un terapistten aldığı öğütler de işin içine eklenince, çocuklar, kızlara karşı her zaman olduğundan çok daha farklı bir tutum sergilemeye başlarlar! Yemek firmasını kötü yemekleri yüzünden rahatsızlanan birkaç öğrencinin durumunu öğrenen Eren, bir şeyler yapabilmek için kolları sıvar: Füsun ve Erol’la konuşması bir işe yaramayınca, Barış’ı da alarak, yemek arabasının içine gizlenir. Yemek arabası boş arazide bir dere kenarında durunca, çaktırmadan arabadan inen Eren ve Barış, yemek şirketinin çöplerini bir dereye boşalttığını görürler. Gördükleri Eren’i oldukça kızdırır. Bu konuda bir şeyler yapılması gerektiğini düşünen Eren, yanlış anlaşılacağını düşünmeden herkese, tepkilerini göstermenin bir yolunu bulmaları gerektiğini söyler. Söylediği bu masum söz, okulun dedikodu kazanında, dallanıp budaklanmaya başlar! Cemre’nin kendisiyle evlenmesi için aniden fakir numarası yapmaya başlayan Emre, Cemre’nin tepkisi karşısında oldukça şaşırır! Mert ise, Gülçin’in kalbini yeniden kazanmaya çalışırken, yanlış anlamalar sonucu Mert’in artık gitar çalamadığını ve yeteneğini kaybettiğini düşünen Gülçin, ne yapacağına karar vermekte zorlanır! Bütün bunlar olurken Eren, herkesten gizli bir plan yapar: Planını gerçekleştirmeyi başardığında ise, bütün akademi şaşkınlık içerisinde kalır!


22 Nisan Salı 20:00′de
“Tüm trajediler ölümle biter, tüm komediler de evlilikle…”

Bora ve Alev, en sonunda, kendilerini nikah memurunun karşısında bulurlar. Alev henüz kimi nikah şahidi yapacağına karar vermemiştir. Kızlardan hiç biri, Alev’in nikâh şahidi olmaya yanaşmayınca, aralarında kura çekmeye karar verirler. Kurayı kaybeden Cemre yan çizince, piyango çenesini tutamayan Gülçin’e kalır! Bora’nın nikâh şahidi ise, Mert’tir…

Mert, nikâh saatini beklerken heyecandan midesi bulanan Bora’ya, sakinleşmesi için nane şekeri vermiştir. Nikah masasında hala heyecanını üzerinden atamamış olan Bora, cebindeki nikâh yüzüğü ve nane şekerini karıştırır; şeker yerine yüzüğü yutar!..

Alev ve Bora, herşeye rağmen evlenmeyi başarırlar. Kızlar ve çocuklar, onlar için sürpriz bir balayı programı yapmıştır. Ancak balayı maceraları, herkes için büyük bir kabusa dönüşür: Daha ilk geceden itibaren Alev, kızların; Bora ise, çocukların kapısını aşındırmaya başlar!..

23 Nisan töreninden dönmekte olan Mert, Zeynep’e bir söz verir: Atatürk bu önemli günü çocuklara armağan ettiği için, Mert de evin yönetimini bir günlüğüne Zeynep’e devreder. Ama bu durum, kızların ve çocukların başına sandıklarından çok daha fazla iş açacaktır. Bir günlük saltanatın tadını çıkarmak isteyen Zeynep, hemen emirler yağdırmaya başlar: Zeynep’in ilk isteği, Bora ve Alev’in derhal barışmasıdır, üstelik balayılarını Mert’in evinde geçireceklerdir. Korkut ve Mert buna itiraz etse de, Zeynep’in dediği olur ama, Bora ve Alev’in ikinci balayı macerası da, ilkinden uzun sürmez. Zeynep ayrıca, Gülçin ve Mert’ten birlikte terapiste gitmelerini ister. Emre ve Cemre ise, Zeynep’e bir sürpriz hazırlamakla görevlendirilirler. Eren’in işi ise hepsinden daha yorucudur: Zeynep Eren’den kendisine harika bir elbise dikmesini ister…

Bora ve Alev’in aniden evlenmesiyle, evlilik meselesi yeniden, çocukların gündemine oturur: Kızları evliliğe ikna etmek için çabalamaya başlayan çocuklar, kızlardan bekledikleri tepkileri alamazlar!

Alev ve Bora’nın sürekli tartışmasının, kızları evlilikten soğutacağını düşünen çocuklar, onları balayılarını geçirmek üzere, tartışsalar da geri dönemeyecekleri bir yere göndermeye karar verirler. Fakat sonuç, hiç de umdukları gibi olmaz!..


15 Nisan Salı 20:00′de

“Bekarlık sultanlıktır.”

Cemre ve Yasemin, diğer kızların da gelmesiyle baygın olan Bayan Berbatov’u güçlükle de olsa sınıftan çıkarır. Bu sırada alevlerin arasında kalmış olan Bora ve Alev, Muti’nin bütün ikazlarına rağmen sınıfı terk etmezler!

Evlilik hazırlıklarına başlamaları gerektiğini düşünen Bora, Alev’in paraşütle atlayarak evlenmek istemesi karşısında hayatının şokunu yaşar. Alev’e yüksekten korktuğu gerçeğini söyleyemeyen Bora, Alev’in bu isteği karşısında türlü bahaneler uydurur…

Terapistin hepsini birlikte görmeyi istemesiyle kızlar ve çocuklar, istemeyerek de olsa hep birlikte terapiye giderler. Terapistin verdiği ödev karşısında, ne yapacaklarını şaşırırlar: Birbirleri hakkında sevdikleri ve sevmedikleri özellikleri yazacaklardır!

Evlendiklerini kimseye söylememek üzere anlaşmış olan Alev ve Bora, bu sırrı daha fazla saklayamaz ve birbirlerinden habersiz, Alev kızlara, Bora ise çocuklara söyler. Kızlar Alev’e, çocuklar da Bora’ya, kimseye söylemeyeceklerine dair söz vermelerine rağmen, çocuklar kendilerini tutamaz. Bora’nın çenesini tutamadığını öğrenen Alev, ders olsun diye Japon yapıştırıcısıyla Bora’nın dudaklarını birbirine yapıştırır!..

Yangın olayından sonra Bayan Berbatov, kızlara çok iyi davranmaya başlar. Bu durumun derslerde kendilerine fayda sağlayacağını düşünen kızlar, hayal kırıklığına uğrarlar. Çünkü Bayan Berbatov, sınıftan içeriye girdiği an değişir! Bu arada Erol Hoca’nın arkadaşı Mehtap’ın iyice başlarına bela olacağını anlayan Bayan Berbatov ve Füsun, Mehtap’ı, Erol’dan uzaklaştırmak için birlikte plan yaparlar!

Alev ve Bora’nın evliliğini fırsat bilen çocuklar, kızlarla evlilik hakkında konuşmak isterler. Kızların türlü bahaneleri ile karşılaşan çocuklar, çareyi her şeyi terapiste anlatmakta bulurlar. Terapist bu konuda en şanslı olarak Mert’i gösterince, çocuklar acayip şaşırırlar!.. Ardından kızlarla birlikte geldikleri terapi randevusunda, sevmedikleri özelliklerini birbirlerinin yüzüne söylemek zorunda kalırlar!..

Nikahtan önce kızlar, Alev için sade bir bekarlığa veda partisi düzenlerken, çocuklar Bora’nın partisinde işi biraz abartır ve durumu fark eden kızlardan sıkı bir fırça yerler. Bu arada Eren, istediği dikiş makinesini almıştır. Eren’in dikiş makinesi almasıyla dalga geçen kızlar, diktiği elbiseyi görünce karar değiştirirler: Alev, Eren’den gelinliğini dikmesi ister. Tabii ki aynı zamanda, kızların elbiselerini de dikmesi gerekmektedir. Elbiseleri ve gelinliği yetiştirmeye çalışan Eren, oldukça yorulur. Düğün için her şey planlandığı gibi kusursuz giderken, son dakikada gelen Komiser Kemal’in, çocuklara kötü bir sürprizi vardır!..


“Kim akıllı, kim deli?”

Barış ve Eren, kitabı ele geçirmek isteyen adamlardan, esrarengiz bir şekilde ortaya çıkan antikacının yardımı ile kurtulur. Ama diğer adamın çocuklara kötü bir sürprizi vardır: Zeynep ellerindedir! Adamlar Zeynep’i bırakmak için kitabı isterler!

Endişeli bir bekleyişin ardından, takas yerini öğrenen kızlar ve çocuklar buluşma saatine kadar plan yapmaya başlarlar. Fakat aniden değişen buluşma saatiyle birlikte bütün planları boşa çıkar. Kızlar ve çocuklar alelacele buluşmanın gerçekleşeceği otele giderler. Ancak, Zeynep’in o otelde tutulduğunu bilen başkaları da vardır. Ve onlar çoktan planlarını yapmışlardır!..

Yaşadıkları maceradan sonra biraz eğlenmek isteyen kızlar ve çocuklar, ertesi gün sahile giderler ama mahallenin delisinin Korkut’a kafayı takmasıyla birlikte, kendilerini yeni bir maceranın ortasında bulurlar. Gülçin, Mert’le balık tutarken, Korkut ve Yasemin’in balık tutma hevesi, deli yüzünden yarıda kalır. Barış, Eren’in isteğini kıramaz ve avlanan bütün balıkçıları kızdırma pahasına, Eren’in ilk çevreci eylemine birlikte imza atarlar! Emre ise, Cemre’ye eski günlerdeki gibi bir sürpriz hazırlamıştır…

Bu arada Bora, baş başa romantik bir gün geçirmek için Alev’e sandala binmeyi teklif eder. Alev bu teklife ilk başta soğuk baksa da sonradan kabul eder. Asıl şaşırtıcı teklif ise, Alev’den gelecektir!

Akademide ise ipler iyice gerilmiştir… Bahadır, haksızlığa uğramış olmasına rağmen, istifasını verir. Bahadır’ın durumundan haberdar olan Erol Hoca, zamanında haber vermediği için Füsun’u suçlar. Mehtap’ı kıskanan Füsun ise, Erol Hoca’yı suçlamaktadır…

Emre ve Korkut, yaptıkları şakadan dolayı disiplin cezası alan Kartal’dan özür dilerler. O sırada sınıfların birinde, görünmez yazı yazmak için sürekli denemeler yapan Bora ve Alev’in bir anlık dikkatsizliği, yangına neden olur! Yükselen dumanlar, sınıflara dolmaya başladığı sırada, Yasemin ve Cemre, Bayan Berbatov’la birlikte dans sınıfındadır. Yangın alarmıyla birlikte sınıfı terk etmeye çalışan kızlar, Bayan Berbatov aninden bayılınca, ne yapacaklarını şaşırırlar!


Aynı evde yasayan Cemre, Yasemin, Eren ve Gülçin, okudukları gösteri sanatları akademisini bitirmeye çalısırken, başlarına gelen trajikomik bir olay yüzünden, altına girdikleri yüklü miktardaki borcu ödemek zorunda kalınca, kendilerini bir anda sahne dünyasının parıltılı ışıkları altında bulurlar. Ancak bu durum, okuldan atılma riskini de beraberinde getirir. Genç yaşlarında, bir yandan şöhret olmanın ağır yükünü tasımaya çalışırken, diğer yandan gerçeği Akademinin Müdürü Erol Hoca’dan saklamak için uğraşırlar.


“Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız, vardığınız yerin önemi yoktur.”

Patlamayla birlikte yukarıya çıkan kızlar, Cemre ve Emre’yi baygın halde bulurlar. Kendine gelen Cemre, hala baygın olan Emre için oldukça endişelenir! Yaşadıkları olaydan sonra değişmeye başlayan Cemre, hayata daha iyimser bir gözle bakmaya karar verir. Bu arada patlamanın etkisiyle dağılmış olan evi, Mert’e fark ettirmeden eski haline getirmeleri gerekmektedir!..

Erol hoca ile Bayan Berbatov final sınavları hakkında konuşurken, onları duyan Füsun, konuşmaları yanlış anlar. Kendisine durumu açıklamaya çalışan Erol’a karşı oldukça sert bir tavır takınan Füsun, Erol’un kendisini kıskandığını düşünmemesi için, boşanma davası yüzünden gergin olduğunu söyler. Buna rağmen Füsun’un kendisine karşı takındığı tavıra sinirlenen Erol, Bayan Berbatov’u akşam yemeğine davet eder.

Emre’ye, Mert’in evini toparlaması için zaman kazandırmaya çalışan kızlar, Mert’i evden uzak tutması için Gülçin’i görevlendirir. Ne yapacağını şaşıran Gülçin, Mert’e sevgili olduklarını hatırladığını söyler. Bu duruma çok sevinen Mert, kafayı İstanbul’a gelen Paris Hilton’a takmıştır. Kızların kayıtlarını Paris Hilton’a dinletmenin, çok önemli bir fırsat olduğunu düşünmektedir. Kızlar, Mert’i fazla ciddiye almaz. Ancak Gülçin, Mert’i evden uzak tutmak için, demolarını Paris Hilton’a dinletmenin çok iyi bir fikir olduğunu söyler. Birlikte Paris Hilton’un kaldığı otele giderler. Geceyi otelde geçiren Gülçin ve Mert, bütün çabalarına rağmen Paris Hilton’a ulaşamazlar.

Emre ile Cemre’nin yemeğe çıkacağını duyan kızlar, oldukça şaşırırlar. Cemre onlara patlamadan sonra hayatın kıymetini daha iyi anladığını ve bundan sonra çok daha farklı davranacağını söyler. Cemre’deki bu değişikliği fark eden Emre, çok mutlu olmuştur. Yemeğe çıkan Emre ve Cemre, gittikleri restoranda Bayan Berbatov ve Erol Hoca ile karşılaşırlar.

Vizelerin başlamasıyla sınav stresi yaşayan kızlar, herşeye rağmen başarılı bir performans sergilerler. Bora’nın yardımıyla sattıkları eşyalar sayesinde, ödenmemiş faturaları da halledince, geriye tek bir şey kalır: Gülçin’in terapistle olan randevusu… Terapiste giden Gülçin, unutkanlık sorunu dışında bütün sorunlarını anlatır. Durumun vahim olduğunu fark eden terapist, bir dahaki görüşmeye Mert’le birlikte gelmesini ister. Mert ise, sonunda Paris Hilton’a kızların demosunu dinletmenin bir yolunu bulur ama, otele giden Mert ve Gülçin’i kötü bir sürpriz beklemektedir!..