Youtubedeki dinlenme oranları esas alınmıştır;
Grup Hepsi - Kaç Yıl Geçti Aradan: 2,326,307
Grup Hepsi Olmaz Böyle Şey:1,967,663
grup hepsi-saklambaç:1,272,239
Hepsi - Iki Kelime:781,551
Grup Hepsi-Sen Bir Tanesin:1,017,964
Grup Hepsi Kalpsizsin: 10,167,134
Grup Hepsi - Yalan:4,395,743
Grup Hepsi Olmaz Oglan: 5,031,641
Grup Hepsi - Herseye Ragmen :4,236,916
Hepsi - Aşk Sakızı:5,131,563
grup hepsi hanimiş:2,016,063
Grup Hepsi - Uzat Elini:2,039,901
Hepsi - Cok güzelsin:683,390
Grup Hepsi-Üc Kalp:157,849
Hepsi - dur dur:1,177,469
grup hepsi kafana takma:304,585
Grup Hepsi - Gitme:305,216
Grup Hepsi - Özgür Değilim:127,994
hepsi-bakalım:292,027
Hepsi- Dün Tattın:287,726
EN ÇOK DİNLENEN ŞARKI:KALPSİZSİN
EN AZ DİNLENEN ŞARKI:ÖZGÜR DEĞİLİM

Hepsi Posteri

Gönderen Admin | 09:59


Milliyet Kardeş ‘in Ağustos 2008 Sayısında Grup Hepsinin Tam Sayfa Posteri bulunmaktadır.
Milliyet Kardeş Sadece 4 YTL’dir.
Tüm gazete bayilerinden satın alabilirsiniz.

Bodrum Antik Tiyatro’daki ‘Turkcell Yıldızlı Geceler’in son konuğu Hepsi grubuydu. Müthiş dans performansları ve şarkılarıyla sevenlerini coşturan ünlü grup, Bodrumlu tatilcilerden tam not aldı.
Kaynak : takvim.com.tr

İbrahim Tatlıses, Hepsi 1 grubu üyelerinden Gülçin Ergül’ü canlı yayında oğlu İdo’ya istedi.
Hepsi 1 grubu dün akşam İbo Show programının konuğu oldu.
Grup üyelerinden Gülçin Ergül, aşık olmak için Bodrum’dan ‘Koca bulduran’ diye tabir edilen kolye aldığını anlattı.
İbrahim Tatlıses, “Ciddi tarafı var mı?” diyerek önce bir yoklama çekti ve sonra da şu sözlerle Gülçin’i oğlu İdo’ya istedi:

“Bu kızı da kim almaz be. Vallahi billahi ben düşünemiyorum yani. Bu kızı Allah’ın emri Peygamberin kabriyle oğlum İdo’ya…”

Grup üyeleri Tatlıses’in bu sözleri üzerine “Verdik gitti” diyerek onay verdi, Gülçin ise bu teklife uzun süre güldü.
İHANET ETMEDİM
Programında çeşitli konularda felsefe yapmaya çalışan Tatlıses, ihanetin çok kötü bir şey olduğunu ifade etti. İlişkileriyle basının gündeminde düşmeyen İbo, “Dünyada en kötü şey ihanet. Ben hayatımda yapmadım” diye konuştu. Ancak Tatlıses’in bu sözlerine stüdyodaki izleyiciler gülünce ünlü türkücü “Nereden biliyorsunuz yaptığımı?” deyip çeşitli espriler yaparak konuyu sulandırdı.
Kaynak : dedikodulu

www.heps1.netNükhet Duru sonbaharda piyasaya sürmeyi planladığı albümünden önce yaza yepyeni bir maxi single ile merhaba diyor. “Durup Dururken” isimli çalışma Stardium etiketiyle müzik marketlerdeki yerini alıyor. Nükhet Duru, düzenlemesi Volga Tamöz’e, bestesi Murat Güneş’e, sözleri kendisine ait olan “Organik” adlı çıkış şarkısını Türk popunun başarılı grubu HEPSİ‘yle birlikte seslendirdi. “Organik” dışında “Yalnız Daha İyiyim”, “Yalanlarını Seçtim”, “Doğru Söz Aranıyor” isimli şarkıları ve versiyonlarını içeren albümde “Without Your Love” adlı bir İngilizce parça ve versiyonları da bulunuyor.





Şarkı listesi
01. Yalnız daha iyiyim
02. Organik ft. hepsi
03. Yalanlarını seçtim
04. Withoutyour love
05. Organik ft. hepsi (Zugo jungle remix)
06. Yanlız daha iyiyim (Zugo drum & bass remix)
07. Yanlız daha iyiyim (Oz- be be progressive remix)
08. Yanlız daha iyiyim (Zugo trance club remix)
09. Withoutyour love (Oz- be be progressive remix)
10. Withoutyour love (Zugo trance club remix)
11. Organik ft. hepsi (Oz- be be remix)
12. Doğru söz aranıyor

Hepsi'nin Yaz Modası

Gönderen Admin | 23:01



Cemre, Eren, Gülçin ve Yasemin rengarenk elbise ve cıvıl cıvıl aksesuarlarla 2008 yaz modasını sana getirdiler.

Hepsi Tatilde

Gönderen Admin | 22:59

 Hepsi tatilden farklı anlamlar çıkarıyor
Gülçin: Caz vokal eğitimi alacağım Cemre:Eren: Kaz Dağları’na gideceğim Yasemin: Yurtdışına çıkacağım.. Anneannemle olacağım
Hepsi grubunun dört güzel üyesi, Cosmogirl dergisinin temmuz sayısına yaz röportajı verdi. Kilyos Solar Beach’te bu yaza damgasını vuracak kıyafetler ve aksesuvarlara da mankenlik yapan grup üyeleri, tatil planlarını, yanlarına neler alacaklarını anlattı ve giymekten en çok hoşlandıklarını sıraladı. İşte Hepsi kızlarının yaz röportajı…

* Sizin için yaz ne ifade ediyor?
Eren: Yaz gelmeden önce hep özgürlük heyecanı doluyor içime. Özgürce istediğimi yapabilecekmişim gibi geliyor.
Yasemin: Bana kalırsa insanların en çok neşe dolduğu, en mutlu olduğu dönem. Kışın insanlar daha suratsız oluyor.
Cemre: Eskiden çok hareketli günleri ifade ediyordu ama artık güzel havayı ve derin bir nefes çekmeyi ifade ediyor.
Gülçin: Tatil! Dalyan! Annem Dalyanlı ve orada yazlığımız var. Her yaz oraya giderim.
TATİL DEDİĞİN ÖZGÜR OLMALI
 Bu yaz tatil planlarınız ne?
Eren: Sörf! Her sene yaptığım bir plan bu. Geçen sene yoğunluktan dolayı hiçbir yere gidememiştim. Bu yaz birkaç kere Alaçatı’ya gitmek istiyorum. Bir de Kaz Dağları var aklımda. Çok eskiden gitmiştim, tekrar gidip dinlenmek istiyorum. Tatil anlayışım değişti açıkçası bu sene. Yaşlı insanlar gibiyim!
Yasemin: İspanya’da ve Atina’da arkadaşlarım var. Uzun süredir beni çağırıyorlar. Oralara gitmek istiyorum. Belki sörfe başlayabilirim. Ben, fıtığım olduğu için biraz tırsıyorum açıkçası.
Cemre: Yurtdışına gitmek istiyorum. Tarihi eserlere karşı büyük ilgi duyuyorum. Bir de anneannemle vakit geçirmek istiyorum.
Gülçin: Annemle tatile gittim. Bodrum’a gideceğim. Bir de caz vokal eğitimi almak istiyorum.
Tatil dediğiniz nasıl olmalı?
Eren: Özgürce hareket edilebilen bir şey olmalı. Beş yıldızlı otellere gidip, dışarıya adım atmamak bana göre değil. Benim en sevmediğim tatil mantığıdır bu. Turlarla seyahat etmeyi de çok sevmiyorum çünkü kendi başınıza hareket edemiyorsunuz. Tur sırasında gözüm nereye kayarsa oraya kaçarım ben.
Yasemin: Tatilde herkes özgür olmalı, bir yere koşturmak zorunda olmamalı, yeni yerler keşfetmeli. Yazlıkları olan kişiler bile ayrı bir keşif tatili yapmalı bence.
Cemre: Ya dinlendirici ya da eğlenceli olmalı tatil. Eskiden deli gibi eğlenmek vardı hep aklımda, şimdiyse dinlendirici olmasını tercih ediyorum.
Gülçin: Denizin olduğu bir yerde olmalı tatil; kitap olmalı, şezlong olmalı… Tatilde sadece kendi istediğim şeyleri yapmalıyım.
Tatil bavulunuzu hazırlarken en çok nelere dikkat edersiniz?
Eren: Bol bol beyaz atlet alırım yanıma. Benim için kurtarıcılar. Bermuda şortlarımın sayısı da çok olur. Bavulun büyük bir kısmını da şampuanlarım, kremlerim kaplıyor. Sırf onlara yer açılsın diye kıyafetlerimi presliyorum. Bavulun haricinde fotoğraf makinemin çantası da olur yanımda. Yasemin ve ben grubun fotoğrafçılarıyız.
Yasemin: Kıyafet olarak tercih ettiklerim bermuda şortlar ve tişörtler. Bakım ürünlerim de bavulda oldukça yer kaplar.
Cemre: Büyük bavul kullanmamaya dikkat ediyorum öncelikle. Saç ürünlerimin yanımda olması çok önemli. Çok zor bir saçım var çünkü. Mutlaka yanımda olması gereken albümler vardır. Kıyafet olarak da salaş elbiseler, şortlar ve tişörtler alırım. 3-4 çift bikiniyi de unutmamak gerek.
Gülçin: En çok kozmetik ürünlerime dikkat ediyorum. Kıyafet konusunda biraz bonkör davranıyorum. Sonra pişmanlık duymak istemiyorum çünkü. Tabii bu, tatile beş bavulla gittiğim anlamına gelmiyor…
Havuz mu, deniz mi? 
Yasemin: Tabii ki deniz! Havuzdan nefret ederim. Mikropların buluştuğu bir yermiş gibi geliyor.
Eren: Ben de havuzu hiç sevmiyorum. Deniz varken havuza girenleri de hiç anlamam.
Cemre: Havuzun sınırları var, deniz ise uçsuz bucaksız. Gülçin: Denizi tercih ediyorum. Daha doğal ve hijyenik.
Yaz aylarında şehir içinde ne giymeyi tercih ediyorsunuz?
Eren: Genelde bermuda şort, askılı body ve spor ayakkabı giyiyorum. Bu sene, tarzım olmamasına rağmen elbise giymeye de başladım.
Yasemin: Yaz mevsimi başlamadan parmak arası terlik giymeye başlarım. Yazın ayakkabı geçirmem ayağıma. Kısa şort ve etekleri giymeyi sevmiyorum. Uzun etekler ve bermuda şortlar ilk tercihim.
Cemre: Bol bol atlet giyerim. Genelde desensiz kıyafetleri tercih ediyorum. Uzun elbiseler de favorilerim aslında. Hatta bazılarını kendim dikiyorum.
Gülçin: Genellikle etek ve şort giyiyorum. Yazın tüm renklerini üstümde taşımayı seviyorum.
 Yazın kışı, kışın da yazı özler misiniz?
Eren: Kışı hiçbir zaman özlemeyenlerdenim. Ben hep ilkbaharı ve sonbaharı özlerim. Yaz da güzel ama hiçbir zaman özlemiyorum.
Yasemin: Her zaman yaz olsun istiyorum.
Cemre: İçinde bulunduğumuz mevsimi yaşamayı seven biriyim ben.
Gülçin: İkisinin de tadı çok başka.
Albümünüzün ismi niçin ‘Hepsi Şaka’?
Çocukken dinlediğimiz ve sevdiğimiz şarkıları söylemek istedik. Seçtiğimiz şarkıların çoğu esprili ve tiyatral sözler içeriyor. O yüzden tamamen şaka gibi oldu.
Cover bir albüm yapmak sizi korkutmadı mı?
Büyük bir korku olmadı tabii ama kaygı yaşadık. Çünkü cover albüm yapmak, yeni albüm yapmaktan çok daha zor. Zaten seçtiğimiz parçaların geçmişte en iyi halleri yapılmış, onu kötüleştirme riski var. Bu parçaların daha iyilerini yapmak değildi amacımız. Sadece Hepsi tarzıyla yorumlamak istedik. Bütün parçaların içine yeni rap bölümleri yazdık mesela.
BÜYÜKLERE NOSTALJİ

 Cover parçalarla dinleyici kitlenizdeki yaş profili genişler mi dersiniz?
Anne ve babalar da beğeniyor bu albümü. Sonuçta onların da gençliğinde dinledikleri şeyler. Çocuklar için yeni bir albüm, büyükler için ise nostalji albümü oldu.
Kız gruplarında artış var. Ne düşünüyorsunuz?
Çok güzel bir şey bu. Sadece biz vardık. Neyse ki şimdi sayı arttı ve çeşitlilik oldu. 4 Yüz çıktı, şimdi de MP3 adlı bir kız grubu çıktı.
Kaynak : Sabah Günaydın Cumartesi

grup hepsi msn,grup hepsi msnleri,hepsi grubu msn,hepsi grubu msn adresleri,hepsi grubu msnleri,hepsi gurubu msngrup hepsi msn,grup hepsi msnleri,hepsi grubu msn,hepsi grubu msn adresleri,hepsi grubu msnleri,hepsi gurubu msn

Grup Hepsi Şaka AlbümüHepsi grubu Turkcell Yıldızlı Geceler Etkinliği kapsamında 25 Temmuz 2008 Cuma günü saat 21:15′te Muğla ilinde Bodrum Antik Tiyatro’da konser vericek. Etkinlik ayrıntıları ve bilet fiyatları aşağıdaki gibidir:



bilet fiyatları

1.Kategori: 56,00 YTL

2.Kategori: 45,00 YTL

3.Kategori: 34,00 YTL


ön bilgi

- 6 yaşından küçükler giremez. Büyükler bilete tabidir.


- Etkinlik mekanına kamera, fotoğraf makinası, ses cihazı vb. alınmayacaktır.


Konser biletlerini buraya tıklayarak biletixten alabilirsiniz.

Michael Show’a Konuk Olan HEPSİ kızları Eurovision konusuna açıklık getirdi


Türkiye”nin en başarılı “Band” projelerinden HEPSİ kızları yeni albümleri “Şaka”yı MichaelShow’a anlattılar. Programda hayranları ile buluşan gurubun sempatik kızları merak bekleyen sorulara da yanıt verdiler.


grup_hepsi_konuk.jpg


Bu sorular arasında ise en çok konuşulan Eurovision konusu yer aldı. Basında kendilerinin Eurovision şarkı yarışması için teklif aldıklarının defalarca yazıldığını söyleyen HEPSİ Kızları bugüne kadar hiçbir şekilde Eurovision teklifi almadıklarını açıkladılar.


grup_hepsi_konuk_2.jpg


grup_hepsi_konuk_3.jpg


Kaynak: Michael Show - Radyo Mega

Ünlü Radyocu Michael Kuyucu’nun Grup Hepsinin 3.Albümü üzerine yaptığı yorum..

Popüler Türk müziğinin son yıllardaki en başarılı konsept projelerinden biri olan HEPSİ projesi üçüncü albümlerinde tam gaz ilerliyorlar.

HEPSİ gurubu her şeyleri ile özgün bir gurup olduğunu son 4 yıldaki çalışmaları ile kanıtladıl. Sansasyonsuz , magazinsiz bir teenage gurubu olamyı başaran ve her geçen gün yatırımcısına kazandırmaya devam eden Türkiye’nin modern tikky yüzü olan HEPSİ kızları için en fazla yapılan eleştiri müziklerinin ortalamanın dışında kaldığı için şarkıları genelde HEPSİ’nin gerisinde kalıyordu. Albümlerinde ve ara single çalışmalarında ki coverlarla öne çıkan HEPSİ “Şaka” adlı albümünde müthiş bir sürprize imza atarak bize 10 cover sundular.

Bu yönü ile incelendiğinde HEPSİ kızlarının buna ihtiyacı vardı diyebiliriz, albümün promo şarkısı olarak önce “4 Peynirli Pizza” adlı şarkılarını yollayan HEPSİ gurubunun bu şarkısını görenler HEPSİ gurubunun yine aynı tarzda şarkılardan oluşan bir albüm hazırladığını sandı.Ama iş öyle değil di albümü ellerine alanlar albümün şaka gibi bir albüm olduğunu gördüler çünkü albümde yer alan diğer on şarkının tamamı da cover şarkılardı.

Coverları yorumlayan HEPSİ gurubu işi ucuza kaçırmadı ve her cover şarkıyı farklı , özgün ve çok kaliteli düzenlemelerle yorumladı. Burada KEDİ Müzik adlı ekibinde alkışlanması gerekiyor , şarkıları çok iyi düzenleyerek nerdeyse o şarkıları yeniden yarattılar.

Albümün en önemli özelliği ise bu cover şarkıların düzenlemelerinde yakalanan başarının dışında şarkıların içine eklenen özel RAP bölümlerle şarkılara farklı bir hava katılması olmuş.Şarkıların ortasında şarkıların sözlerine paralel olarak yazılan yeni sözler HEPSİ kızları tarafından RAP tarzda yorumlanarak çok özel bir nüans yakalandı.

Düzenlemelerde soundun dört dörtlük tınladığı albümün bir diğer güzel özelliği şarkılarda kullanılan canlı kemanlar olmuş, bu canlı kemanlar albümde bazı şarkılarda klasik tını sunarken bazı şarkılarda ise minik de olsa bir alaturka tını sağlamış.

Albümde yer alan bütün şarkıların düzenlemeleri ve yorumları dört dörtlük olmuş , sonlara doğru giderken “Onu Alma Beni Al” ve “Sımsıkı “ nın düzenlemelerinde biraz alternatife kaçılmış .

Arşivlik bir çalışma olan “ŞAKA” için söylenecek fazla bir söz yok, Ajda Pekkan’ın “Yaz Yaz Yaz” ının pop – caz düzenlemesi için , Özlem Tekin’le klasikleşen “Aşk Her Şeyi Affeder mi” için , M.F.Ö. klasiği “Sakın Gelme” için ve dahası doksanların sevilen klasiklerinin özel ve günümüz sounduna uyarlanmış versiyonları için “Şaka” yı mutlaka dinleyin seveceksiniz.

Albümde Yer Alan Şarkılar :

1. 4 Peynirli Pizza

Söz & Müzik: Kenan Doğulu

2. İyisin

Söz: Leyla Tuna Müzik: Onno Tunç

3. Yalnızlığım

Söz: Mehmet Teoman Müzik: Vedat Sakman

4. Hep Bana

Söz: Leyla Tuna Müzik: Onno Tunç

5. Aşk Herşeyi Affedermi

Söz & Müzik: Barlas

6. Yaz Yaz Yaz (Feat. Mustafa Ceceli)

Söz & Müzik: Şehrazat

7. Beni Kategorize Etme

Söz & Müzik: Bülent Ortaçgil

8. Tavla

Söz & Müzik: Mirkelam

9. Sakın Gelme

Söz: Fikret Kızılok Müzik: Fuat Güner

10. Onu Alma Beni Al

Söz: Sezen Aksu Müzik: Onno Tunç

11. Sımsıkı

Söz: Kenan Doğulu Müzik: Ozan Doğulu


“Ve bir gün gelir, bütün hayaller gerçek olur!..”

Cemre’nin beklenmedik sorusu karşısında şok olan Yasemin, yalan makinesine cevap vermek yerine, kızlara açıklama yapmayı tercih eder. Kızlar, Yasemin’in yaptığı açıklamayı mantıklı bulsalar da, Korkut’la konuşması için ısrar etmekten geri kalmazlar…

Okulda final sınavlarının telaşı sürerken, Mert’in albüm konusundaki çabaları sonuç vermeye başlar. Türkiye’ye dönen Burak, kendi yapım şirketini kurmak üzeredir ve ilk iş olarak da, kızların albümünü çıkartmak istemektedir. Kızlar sonunda albümlerinin çıkacak olmasına çok sevinmişlerdir ancak, başta Bayan Berbatov olmak üzere hocaları bu konuda oldukça endişelidir…

Kızların albümünün çıkacak olmasına bir yandan çok sevinen ancak diğer yandan ilişkilerinin bozulmasından endişelenen çocuklar ise, teselliyi Balıkçı Kral’ın sözlerinde bulurlar. Herşeye rağmen çocuklar, albümleri çıktıktan sonra kızların onları unutmasından korkmaktadırlar…

Ve sonunda beklenen an gelir, kızların albümü piyasaya çıkar. Albüm çıkar çıkmaz büyük bir ilgiyle karşılaşan kızlar, yoğun bir koşuşturmaca içine girerler ve çocuklara eskisi kadar vakit ayıramazlar.
Artık hem kızlar, hem de çocuklar için hiçbir şey, eskisi gibi olmayacaktır…


Bölüm 50

Yasemin’in duyma sorunu git gide daha ciddi bir hal alır. Bu durum derslerini etkilemeye başlayınca Yasemin, Bayan Berbatov’un da ısrarı ile doktora gitmeyi kabul eder. Ciddi duyma kayıbı olan Yasemin’in tedavisi, işleri daha da kötü yapar…

Kızlar, Yasemin için endişelenirken, ne yaparlarsa yapsınlar kızları bir türlü mutlu edemediklerini düşünen çocuklar, Korkut’un da tavsiyesiyle çareyi sahildeki deli adama gitmekte bulurlar. Çocuklar deli adama, Balıkçı Kral adını takarlar. Balıkçı Kral onlara, kızları mutlu etmek istiyorlarsa, önce kendi kalplerini dinlemeleri gerektiğini söyler: Çünkü seven bir kalp, sevdiğinin nasıl mutlu olacağını bilir…

Balıkçı Kral’dan aldıkları öğütle harekete geçen çocuklar, kızları mutlu edebilmek için ayrı ayrı sürprizler düşünürler. Ancak buldukları yöntemleri birbirleriyle paylaşmaya yanaşmayan çocuklar, sonunda çareyi yapacakları sürprizleri bir kâğıda yazarak, Zeynep’in kumbarasına atmakta bulur. Çocuklar, kızları mutlu etmek için sürprizlerini hazırlarken, Korkut zor durumdadır: Yasemin’i mutlu edebilecek bir sürpriz bulamamıştır!

Erol Hoca ve Füsun’un ilişkisi gün geçtikçe ilerlerken, oynadığı küçük oyunla, Rosalind’in ölmesinin suçunu Füsun’a atan Bayan Berbatov, bu durum karşısında Erol Hoca’nın tepkisini ölçmeye çalışır. Erol Hoca’nın Füsun’a kızgın olmasını bekleyen Bayan Berbatov, ondan aldığı cevaplar karşısında oldukça şaşırır!

Yaklaşan yazın da etkisiyle kızlar, sıkı bir rejimle birlikte, sabah sporu yapmaya karar verirler. Kızlar sağlıklı yaşamın sırlarını keşfederken, çocuklar sürpriz planlarını birer birer hayata geçirmeye başlarlar…

4 peynirli pizza
Aç gel bunu kaçırma
herkes tadına hasta
tadına hasta hasta
çok mersi
hepsi 4 peynirli pizza

Dört peynirli pizza
Yanında cola da yolla
Amman kilonu kolla
Ektra mozeralla
hepsi 4 peynirli pizza

Afiyet olsun
Aç dünya doysun
Suyun bol olsun
İç iç iç iç

Kaynanan sevsin
Parmağını yersin
Tatlı istersin
Ye ye ye ye

4 peynirli pizza
Aç gel bunu kaçırma
herkes tadına hasta
tadına hasta hasta
hepsi 4 peynirli pizza

Dört peynirli pizza
Yanında cola da yolla
Amman kilonu kolla
Extra mozeralla

Afiyet olsun
Aç dünya doysun
Suyun bol olsun
İç iç iç iç

Kaynanan sevsin
Parmağını yersin
Tatlı istersin
Ye ye ye ye

İç iç iç iç

4 peynirli pizza
Ye ye ye ye

Bir varsın bir bir yoksun
Anlık bir rüya
ye ye ye yeee

Çok sevdim bayıldım
Bitmez bu sevda

Eserin sözleri Kenan Doğulu’ya aittir.

Yeni tanıştık belki de
Ama kimbilir belki de hep vardın
Eşlik ediyordun sessiz ve sinsice belki de
Şimdi şimdi anlıyorum
Kurnazca ayırdın beni beki de
Lime lime savurdun sevdiklerimi
Belki de

Yalnızlığım
Yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin
Yalnızlığım kanımsın canımsın
Sen benim çaresizliğimsin

Yalnızlığım
Bugünüm yarınım
Sen benim hüzünlerimsin
Yalnızlığım
Tek bilebildiğim sen benim
Vazgeçilmezimsin

Senin olmamı istedin
Ama belkide bir aşık gibi
İnatla bunca zaman kendine sakladın
Belki de bir tohum gibi serpildin
Filizlendin ben oldun belki de
Yatağımı bile paylaşabilmek için
Benimle

Daha önce Zuhal Olcay tarafından seslendirilmişti.

Çok üzgünüm istemeden
Seni dün gece aldattım
Kim olduğu mühim değil
Sana bağlanmaktan kaçtım

Çok üzgünüm istemeden
Bir bakışa aldandım
İnan bana bütün sabah
Pişmanlıktan ağladım

Aşk herşeyi affeder mi?
Dersin zamanla geçer mi?
Güzel günlerin hatrına
Aşk herşeyi affeder mi?

Söz-Müzik: Barlas

Yalnızdım bunca yıldır yalnızdım
Görmedim ki sımsıcak aşkı
Sevgi telaşını
Çılgın aşkını

Çaldın sen büyük bir parça kalbimden
Ağlama sana kızan yok ki tatlım
Gerçek aşkı buldun sen mutlu ol yeter

Sımsıkı sıkı sıkı sıkı sıkı sar beni
Al gönlüne yine deli gibi yor beni
Muhabbet olsun gönüller coşsun(4)

Biliyorum istiyorum seviyorum
Ölümüne sev yeter

Yalnızdım bunca yıldır yalnızdım
Neler gördüm saçma sapan aşklar
Yalan itiraflar hep sahte duygular

Ah bilsen kaç zamandır gönüllüyüm
Kendimi sana adadım ben artık
Gerçek aşkı buldun sen mutlu ol yeter

Sımsıkı sıkı sıkı sıkı sıkı sar beni
Al gönlüne yine deli gibi yor beni
Muhabbet olsun gönüller coşsun(4)

Biliyorum istiyorum seviyorum
Ölümüne sev
Yeter ki beni iste

Biliyorum istiyorum seviyorum…

Eseri daha önce Kenan Doğulu’dan dinlemiştik.

Hepsi - Tavla

Gönderen Admin | 18:06

Gözlerinle mahvettin
Kapılarınla hapsettin
Seninim al tamam

Şeytanın ahı tutmuş
Şarkılar aşka gelmiş
Durumum el yaman

Bu oyun hep çileli
Bana zarlar hileli
Kaderin bitmek bilmeyen
Oyunu mu bu

Şeşiçar ve pencüse
Severim güzeli gencüse
Kader uslanmaz
Kandım işte

Tavla tavla beni tavla
Salla pulları zarları
Salla salla beni salla
Vallahi geldim oyuna

Hepsi - Iyisin

Gönderen Admin | 18:06

Şarkı söylerim beğenmezsin, konuşurum dinlemezsin
Şakalarıma gülmezsin
İşin aslı sevgilim
Sen bana fazla iyisin, iyisin
Fazla

Yemeklerimden yemezsin arkadaşlarımı sevmezsin
Saçlarımı beğenmezsin
İşin aslı sevgilim
Sen bana fazla iyisin, iyisin
Fazla

Ben hiç mükemmel değilim, belkide sıradan biriyim
İşin aslı sevgilim sen bana fazla iyisin

Çok gülerim kızarsın
Ağlayınca kaçarsın
Güzel bile bulmazsın
Sen bana fazla iyisin fazla

Ben hiç mükemmel değilim, belki de sıradan biriyim
İşin aslı sevgilim sen bana fazla iyisin

Daha önce Zuhal Olcay tarafından seslendirilmişti

Sebepsiz yere gitmedinki sen
Boşluğa beni koydun bilmeden
Yüzüme vuran boğaz rüzgarı
Hiç soğuk değil sensizliğinden
Kendini görmek ne acı
Yok olmuş hayallerin çıkmazı
Anlamak çok zor değil
Farkı yok aslında sonların
Bana bana hep bana
Ayrılıklar hep bana
Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana
Bakakalmak hep bana
Korkumdan değil güçsüzlüğümden
Kaçtım her zaman geri dönmekten
Kısacık yolun ne kadar uzun
Dalgalarla ben şimdi sarhoşum
Kaybeden bir tek ben miyim
Yok olan inancımı neyleyim
Son bir kez ağla bana
Gözyaşın sulara karışsın
Bana bana hep bana
Ayrılıklar hep bana
Gidenlerin ardından bakalmak hep bana
Bakakalmak hep bana
Bana bana hep bana
Ayrılıklar hep bana
Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana
Bakakalmak hep bana
Bana bana hep bana
Ayrılıklar hep bana
Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana
Bakakalmak hep bana

Daha önce Levent Candaş tarafından seslendirilmişti

Beni kategorize etme
Benle oynama
Yaftayı yapıştırıp
Bana isim koyma
Karikatürleştirme beni
İlahlaştırma
Tabulaştırma sakın tabulaştırma

Ben seni öyle sevdim öyle sevdim
Ben seni öyle sevdim böyle mi sevdim

Matematiklaştirme beni çarpma, bölme
Toplama, çıkarma sakın beni hesaplaştırma
Mekanikleştirme beni otomatiklaştirme
Yarıştırma sakınonla bunla karşılaştırma

Ben seni öyle sevdim öyle sevdim
Ben seni öyle sevdim böyle mi sevdim

Sıkıştırıp tıkıştırma beni depolaştırma
Duygularım yok oldu yüreğimi nasırlaştırma
Beni demoralize etme depolitize etme
Her işten kaçar oldum beni illegalize etme

Ben seni öyle sevdim öyle sevdim
Ben seni öyle sevdim böyle mi sevdim

Eseri Sezen Aksu seslendirmişti.
Söz : Bülent Ortaçgil

Sakın gelme sözlerim kayıp
Ayıp ediyorum kendime
Bir sızı var içimde
Ölesim tuttu
Yaşıyorum gürül gürül kaç gündür
Uyku tutmuyor sakın gelme

Sakın gelme hazır değilim
Deliyim kaç gündür
Lodosum tuttu
Poyrazım soğuk

Sakın gelme dönesim yok
Çok uzaktayım çok
Bir şarkı var aklımda
Söylemesi ayıp

Sözleri kayıp
Kaç zamandır dilimde
Sakın gelme

Eseri MFÖ grubundan tanıyoruz
Söz : Fikret Kızılok

Bak atının terkisine de atmış, gözleri şaşı gelini
Mor kaftanlara sarmış, haspam odun gibi belini
Ah verin elime de kırayım, cadının dersi kara elini

Seni gidi fitne fücur, kıyametin gelsin

Sen o alacası içinde fesatla, hangi günü gün edicen
Ah o kaditin üstüne, bir de atlas yorgan sericen

Amanın amanın, yansın ocağın barkın utansın
Ağan emmin herbir yerine, kırmızı kınalar yaksın

Varsın bize vursun felek, ne çeyiz düzdüm emek emek
Allah bildiği gibi yapsın

Böyle de nispet olmaz ki, seni gidi zalim yar
Zorla da kısmet olmaz ki, seni gidi hain yar

Bana ne bana ne beni al, onu alma

Bende bu yetim kirazlar ala al dururken
Tek başıma kara gecelerde zar zor uyurken
Yar eteğimde çakallar kurtlar ulurken
İçine sinerse senin de kıyametin gelsin

Eseri Sezen Aksu’dan Işık doğudan yükselir albümünden tanıyoruz.
Söz : Sezen Aksu

Neden senle hiç durmadan tartışıp duruyoruz ki biz
Bile bile üstüme gelmene ne gerek var
Neden dostça ve insanca ayrılamıyoruz ki biz
Ve bunca yaşanmış yılların da hatırı var

Eğer hergün bu işkence, eğer her gün bu karmaşa
Eğer her gün bu kavgaya katlanırım sanıyorsan

Sen de yaz yaz yaz bir kenara yaz bütün sözlerimi
Yanılırsam çık karşıma göster kendini
Belki zamanla teker teker silinirler aklından
Anlarsın ki boşuna geçmiş bunca zaman

Söz-Müzik: Şehrazat


Bölüm 49

Yaseminin ayrılık kararı karşısında diyecek söz bulamayan Korkut mecburen durumu kabullenir. Yaseminin ondan dersler yüzünden ayrıldığını zannettiğin için, çocuklara da durumu bu şekilde açıklar.Yasemin ise Korkutun gerçek sebebi öğrenmemesi için kızları çocuklarla konuşmama konusunda uyarır.Korkut ve Yaseminin ayrıldığını öğrenen Bora bunu ilk fırsatta Aleve söyler.Durumdan şüphelenen Alev kızların ağzından laf almaya çalışır.Erol Hocanın evlenme teklifine Füsun beklenmedik bir cevap verir. Herşeye rağmen Erol Hocanın pes etmeye niyeti yoktur.Füsunun birlikte olmayı denemeleri konusunda ikna etmeye çalışır. Bütün bunlar olurken de bir yandan okulda sınavlar başlar. Kızlar, özellikler deYasemin bütün ilgilerini sınavlara yöneltirler. Çocuklar ise zor dönemler geçirmektedirler. Emre Cemreye aslında fakir olmadığını ve yalan attığını söylemek istese de Cemrenin tavırları yüzünden bir türlü gerçeği söyleyemez. Cemrenin okulun otoparkında Emrenin arabasını görmesiyle,Emrenin yalanını ortaya çıkmasında rakam kalır. Bu konuda ilk başta şansı yaver giden Emrenin yalanı, daha sonra Cemrenin oun arabanın için de görmesiyle ortaya çıkar. Kendini affettirme ve durumu açıklama telaşına düşen emre, klasik bale sınavının ortasına dalar. Ancak bu hocaları ve Cemreyi daha fazla kızdırmaktan başka hiçbir şeye yaramaz.Korkut, derin bir üzüntüye gömüldüğü sırada sahilde daha önceleri başlarına bela olmuş süpriz biriyle karşılaşır. Ama tahmin ettiğinin tam tersine, bu süpriz kişi sayesinde, Yaseminle olan ayrılığını farklı bir açıdan bakmaya başlar. Artık Yasemin onunla birlikte olması yada olmaması önemli değildir.Greenpeace üye toplantısına gitmek için sabırsızlanan Eren, Barışın bu konudaki ilgisizliği nedeni ile oldukça sinirlenir. Ancak Barış durumu kısa sürede toparlar ve Erene kendisini affettirmeyi başarırı.Mert ve Gülçin ise, uzun zaman sonra ilk defa, sorunsuz bir dönem geçirmektedirler. Bayan Berbatov balıkları ile ilgilenirken Rosalindin ölmüş olduğu görür. Bu durumu Erola nasıl açıklayacağını düşünürken aklına gelen bir fikir sayesinde bütün suçu Füsunun üstüne atar. Rosalindin ölmesine neden olduğunu düşünen Füsun, oldukça üzülür ve ne yapacağını bilemez. Kimseye belli etmek istemese de, yaşadıkları yüzünden oldukça üzülen Yaseminin, aslında kendisinin bile farkında olmadığı ciddi bir sorunu vardır. Hiç beklenmedik bir zamanda çıkan bu sorun, herkesi şok eder.

Hepsi Eurovision 09 'da !!

Gönderen Admin | 19:14

EUROVİSİON 2009'A ONLAR GİDECEK



TRT, Mor ve Ötesi’nin 7’nci olduğu 53’üncü Eurovision Şarkı Yarışması’nın ardından hız kesmeden önümüzdeki yıl için hazırlıklara başladı. Yarışmaya katılan diğer ülkeler şarkıların yanı sıra şova da ağırlık verirken, Mor ve Ötesi’nin bu alanda geri planda kalması nedeniyle eleştirilen TRT, bu kez hem müzikal hem de sahne şovu açısından son dönemin en başarılı gruplarından biri olan Hepsi’ye yöneldi. 18-19 Mayıs tarihlerinde Rusya’da gerçekleşecek olan 54’üncü Eurovision Şarkı Yarışması için Hepsi grubuna teklif götürdü. Cemre, Eren, Yasemin, Gülçin’den oluşan grup üyeleri teklife henüz yanıt vermedi. Ancak yakın çevreleri Hepsi’nin teklife olumlu baktığını söylüyor. Eurovision Şarkı Yarışması’na katılan diğer ülkelerin sahne şovuna önem verdiğini gören TRT yetkilileri bu nedenle Hepsi grubunu tercih etti.


“Sevgisiz bir hayat, yaşanmamış demektir.”

Eren ve Gülçin’in kendilerini yemek arabasının tekerleklerine zincirlediğini duyan herkes, bahçeye toplanır. Onlar, Eren ve Gülçin’in neden böyle bir şey yaptığını anlamaya çalışırken, Eren yemek şirketinin çevreyi kirlettiğini anlatır!

Terapistin verdiği ödev sonucu kızların yazdıkları kâğıtları ele geçirmek isteyen çocuklar, bir yolunu bulup amaçlarına ulaşırlar: Kızların çocuklar hakkında yazdıkları şeyler oldukça şaşırtıcıdır! Çocuklar, kızların yazdıkları doğrultusunda hareket etmek için kolları sıvarlar. Kâğıtlarda yazılanları yerine getiren çocuklar, kızların olumsuz tepkileri karşısında oldukça şaşırırlar. Kızlar ise çocuklardaki değişikliği anlamaya çalışır fakat işin içinden çıkamazlar!..

Bu arada okuldaki dedikoducu kızlar, Korkut ve babasının konuşmasına şahit olur ve yanlış anlarlar: Babasının, Korkut’un Yasemin’le evlenmesini istemediğini düşünen dedikoducu kızlar, bunu ilk fırsatta
Yasemin’e söylerler. Ne kadar beli etmemeye çalışsa da, Yasemin bu duruma çok üzülür ama Korkut’a gerçeği soramaz. Korkut ise, Yasemin’deki değişikliği fark etmesine rağmen fazla üstünde durmaz…

Erol Hoca, Bayan Berbatov’un akvaryumuna koymak üzere evdeki balığını getirir. Balığın adı Rosalind’dir. Bayan Berbatov çaktırmamaya çalışsa da, oldukça bozulmuştur. Romeo’nun ilk aşkı olan Rosalind, yeni yerinden son derece memnundur ama, bu sefer de Rosalind’in gelmesiyle birlikte, Juliet depresyona girer. Erol çareyi balıkları kendi odasına götürmekte bulur…

Evlendiklerinden beri baş başa kalamayan Alev ve Bora, bir gecelerini okulda geçirmeye karar verirler. Oldukça romantik bir gecenin ortasında Muti’ye yakalanan Alev ve Bora, tam her şeyin bittiğini düşünürken, Muti’nin onları Erol’un odasına kilitlemesiyle yine baş başa kalırlar. Bütün geceyi Erol’un odasında geçiren Alev ve Bora, sabah kötü bir sürprizle karşılaşırlar: Bayan Berbatov’un balığı Juliet ölmüştür!.. Bu arada, kendisini tekrar yemeğe davet etmesiyle birlikte Erol Hoca’yla yemeğe çıkan Füsun ise, Erol Hoca’nın yaptığı teklif karşısında oldukça şaşırır!


Alev Anne mi olacak?

“Mutluluk, bizde olmadığı halde, başkalarına verebileceğimiz tek şeydir.”
Alev ve Bora’nın yine akıl almaz bir biçimde kavga etmiş olmaları, kızları ve çocukları hayrete düşürür! Bora’yla asla birlikte olamamalarına rağmen Alev’in büyük bir sürprizi vardır: Alev hamiledir! Bu haber karşısında şok olan kızlar, bunun nasıl olduğunu anlamaya çalışırken, asıl şoku Bora yaşar! Bora’nın tepkisi karşısında, işi kendisini sevmemekle suçlamaya kadar götüren Alev, Bora’ya karşı oldukça sert bir tutum takınır… Cemre ve Emre’nin kendisine hazırladığı sürprizi merak eden Zeynep, aldıkları müthiş oyuncak arabayı görünce oldukça sevinir. Zeynep’in sevincini paylaşan biri daha vardır: Yasemin! Korkut’un okulda dolaşan bir dedikoduya kulak misafiri olması ve bunu hemen çocuklarla paylaşması sonucu, Mert ve Emre, Gülçin ve Cemre hakkında oldukça yanlış fikirlere kapılırlar. Okulda dolaşan dedikoduya göre, Gülçin Mert’ten sıkıldığı için unutkanlık numarası yapmakta; Cemre ise Emre’yle zengin olduğu için evlenmemektedir! Korkut’un terapistten aldığı öğütler de işin içine eklenince, çocuklar, kızlara karşı her zaman olduğundan çok daha farklı bir tutum sergilemeye başlarlar! Yemek firmasını kötü yemekleri yüzünden rahatsızlanan birkaç öğrencinin durumunu öğrenen Eren, bir şeyler yapabilmek için kolları sıvar: Füsun ve Erol’la konuşması bir işe yaramayınca, Barış’ı da alarak, yemek arabasının içine gizlenir. Yemek arabası boş arazide bir dere kenarında durunca, çaktırmadan arabadan inen Eren ve Barış, yemek şirketinin çöplerini bir dereye boşalttığını görürler. Gördükleri Eren’i oldukça kızdırır. Bu konuda bir şeyler yapılması gerektiğini düşünen Eren, yanlış anlaşılacağını düşünmeden herkese, tepkilerini göstermenin bir yolunu bulmaları gerektiğini söyler. Söylediği bu masum söz, okulun dedikodu kazanında, dallanıp budaklanmaya başlar! Cemre’nin kendisiyle evlenmesi için aniden fakir numarası yapmaya başlayan Emre, Cemre’nin tepkisi karşısında oldukça şaşırır! Mert ise, Gülçin’in kalbini yeniden kazanmaya çalışırken, yanlış anlamalar sonucu Mert’in artık gitar çalamadığını ve yeteneğini kaybettiğini düşünen Gülçin, ne yapacağına karar vermekte zorlanır! Bütün bunlar olurken Eren, herkesten gizli bir plan yapar: Planını gerçekleştirmeyi başardığında ise, bütün akademi şaşkınlık içerisinde kalır!


22 Nisan Salı 20:00′de
“Tüm trajediler ölümle biter, tüm komediler de evlilikle…”

Bora ve Alev, en sonunda, kendilerini nikah memurunun karşısında bulurlar. Alev henüz kimi nikah şahidi yapacağına karar vermemiştir. Kızlardan hiç biri, Alev’in nikâh şahidi olmaya yanaşmayınca, aralarında kura çekmeye karar verirler. Kurayı kaybeden Cemre yan çizince, piyango çenesini tutamayan Gülçin’e kalır! Bora’nın nikâh şahidi ise, Mert’tir…

Mert, nikâh saatini beklerken heyecandan midesi bulanan Bora’ya, sakinleşmesi için nane şekeri vermiştir. Nikah masasında hala heyecanını üzerinden atamamış olan Bora, cebindeki nikâh yüzüğü ve nane şekerini karıştırır; şeker yerine yüzüğü yutar!..

Alev ve Bora, herşeye rağmen evlenmeyi başarırlar. Kızlar ve çocuklar, onlar için sürpriz bir balayı programı yapmıştır. Ancak balayı maceraları, herkes için büyük bir kabusa dönüşür: Daha ilk geceden itibaren Alev, kızların; Bora ise, çocukların kapısını aşındırmaya başlar!..

23 Nisan töreninden dönmekte olan Mert, Zeynep’e bir söz verir: Atatürk bu önemli günü çocuklara armağan ettiği için, Mert de evin yönetimini bir günlüğüne Zeynep’e devreder. Ama bu durum, kızların ve çocukların başına sandıklarından çok daha fazla iş açacaktır. Bir günlük saltanatın tadını çıkarmak isteyen Zeynep, hemen emirler yağdırmaya başlar: Zeynep’in ilk isteği, Bora ve Alev’in derhal barışmasıdır, üstelik balayılarını Mert’in evinde geçireceklerdir. Korkut ve Mert buna itiraz etse de, Zeynep’in dediği olur ama, Bora ve Alev’in ikinci balayı macerası da, ilkinden uzun sürmez. Zeynep ayrıca, Gülçin ve Mert’ten birlikte terapiste gitmelerini ister. Emre ve Cemre ise, Zeynep’e bir sürpriz hazırlamakla görevlendirilirler. Eren’in işi ise hepsinden daha yorucudur: Zeynep Eren’den kendisine harika bir elbise dikmesini ister…

Bora ve Alev’in aniden evlenmesiyle, evlilik meselesi yeniden, çocukların gündemine oturur: Kızları evliliğe ikna etmek için çabalamaya başlayan çocuklar, kızlardan bekledikleri tepkileri alamazlar!

Alev ve Bora’nın sürekli tartışmasının, kızları evlilikten soğutacağını düşünen çocuklar, onları balayılarını geçirmek üzere, tartışsalar da geri dönemeyecekleri bir yere göndermeye karar verirler. Fakat sonuç, hiç de umdukları gibi olmaz!..


15 Nisan Salı 20:00′de

“Bekarlık sultanlıktır.”

Cemre ve Yasemin, diğer kızların da gelmesiyle baygın olan Bayan Berbatov’u güçlükle de olsa sınıftan çıkarır. Bu sırada alevlerin arasında kalmış olan Bora ve Alev, Muti’nin bütün ikazlarına rağmen sınıfı terk etmezler!

Evlilik hazırlıklarına başlamaları gerektiğini düşünen Bora, Alev’in paraşütle atlayarak evlenmek istemesi karşısında hayatının şokunu yaşar. Alev’e yüksekten korktuğu gerçeğini söyleyemeyen Bora, Alev’in bu isteği karşısında türlü bahaneler uydurur…

Terapistin hepsini birlikte görmeyi istemesiyle kızlar ve çocuklar, istemeyerek de olsa hep birlikte terapiye giderler. Terapistin verdiği ödev karşısında, ne yapacaklarını şaşırırlar: Birbirleri hakkında sevdikleri ve sevmedikleri özellikleri yazacaklardır!

Evlendiklerini kimseye söylememek üzere anlaşmış olan Alev ve Bora, bu sırrı daha fazla saklayamaz ve birbirlerinden habersiz, Alev kızlara, Bora ise çocuklara söyler. Kızlar Alev’e, çocuklar da Bora’ya, kimseye söylemeyeceklerine dair söz vermelerine rağmen, çocuklar kendilerini tutamaz. Bora’nın çenesini tutamadığını öğrenen Alev, ders olsun diye Japon yapıştırıcısıyla Bora’nın dudaklarını birbirine yapıştırır!..

Yangın olayından sonra Bayan Berbatov, kızlara çok iyi davranmaya başlar. Bu durumun derslerde kendilerine fayda sağlayacağını düşünen kızlar, hayal kırıklığına uğrarlar. Çünkü Bayan Berbatov, sınıftan içeriye girdiği an değişir! Bu arada Erol Hoca’nın arkadaşı Mehtap’ın iyice başlarına bela olacağını anlayan Bayan Berbatov ve Füsun, Mehtap’ı, Erol’dan uzaklaştırmak için birlikte plan yaparlar!

Alev ve Bora’nın evliliğini fırsat bilen çocuklar, kızlarla evlilik hakkında konuşmak isterler. Kızların türlü bahaneleri ile karşılaşan çocuklar, çareyi her şeyi terapiste anlatmakta bulurlar. Terapist bu konuda en şanslı olarak Mert’i gösterince, çocuklar acayip şaşırırlar!.. Ardından kızlarla birlikte geldikleri terapi randevusunda, sevmedikleri özelliklerini birbirlerinin yüzüne söylemek zorunda kalırlar!..

Nikahtan önce kızlar, Alev için sade bir bekarlığa veda partisi düzenlerken, çocuklar Bora’nın partisinde işi biraz abartır ve durumu fark eden kızlardan sıkı bir fırça yerler. Bu arada Eren, istediği dikiş makinesini almıştır. Eren’in dikiş makinesi almasıyla dalga geçen kızlar, diktiği elbiseyi görünce karar değiştirirler: Alev, Eren’den gelinliğini dikmesi ister. Tabii ki aynı zamanda, kızların elbiselerini de dikmesi gerekmektedir. Elbiseleri ve gelinliği yetiştirmeye çalışan Eren, oldukça yorulur. Düğün için her şey planlandığı gibi kusursuz giderken, son dakikada gelen Komiser Kemal’in, çocuklara kötü bir sürprizi vardır!..


“Kim akıllı, kim deli?”

Barış ve Eren, kitabı ele geçirmek isteyen adamlardan, esrarengiz bir şekilde ortaya çıkan antikacının yardımı ile kurtulur. Ama diğer adamın çocuklara kötü bir sürprizi vardır: Zeynep ellerindedir! Adamlar Zeynep’i bırakmak için kitabı isterler!

Endişeli bir bekleyişin ardından, takas yerini öğrenen kızlar ve çocuklar buluşma saatine kadar plan yapmaya başlarlar. Fakat aniden değişen buluşma saatiyle birlikte bütün planları boşa çıkar. Kızlar ve çocuklar alelacele buluşmanın gerçekleşeceği otele giderler. Ancak, Zeynep’in o otelde tutulduğunu bilen başkaları da vardır. Ve onlar çoktan planlarını yapmışlardır!..

Yaşadıkları maceradan sonra biraz eğlenmek isteyen kızlar ve çocuklar, ertesi gün sahile giderler ama mahallenin delisinin Korkut’a kafayı takmasıyla birlikte, kendilerini yeni bir maceranın ortasında bulurlar. Gülçin, Mert’le balık tutarken, Korkut ve Yasemin’in balık tutma hevesi, deli yüzünden yarıda kalır. Barış, Eren’in isteğini kıramaz ve avlanan bütün balıkçıları kızdırma pahasına, Eren’in ilk çevreci eylemine birlikte imza atarlar! Emre ise, Cemre’ye eski günlerdeki gibi bir sürpriz hazırlamıştır…

Bu arada Bora, baş başa romantik bir gün geçirmek için Alev’e sandala binmeyi teklif eder. Alev bu teklife ilk başta soğuk baksa da sonradan kabul eder. Asıl şaşırtıcı teklif ise, Alev’den gelecektir!

Akademide ise ipler iyice gerilmiştir… Bahadır, haksızlığa uğramış olmasına rağmen, istifasını verir. Bahadır’ın durumundan haberdar olan Erol Hoca, zamanında haber vermediği için Füsun’u suçlar. Mehtap’ı kıskanan Füsun ise, Erol Hoca’yı suçlamaktadır…

Emre ve Korkut, yaptıkları şakadan dolayı disiplin cezası alan Kartal’dan özür dilerler. O sırada sınıfların birinde, görünmez yazı yazmak için sürekli denemeler yapan Bora ve Alev’in bir anlık dikkatsizliği, yangına neden olur! Yükselen dumanlar, sınıflara dolmaya başladığı sırada, Yasemin ve Cemre, Bayan Berbatov’la birlikte dans sınıfındadır. Yangın alarmıyla birlikte sınıfı terk etmeye çalışan kızlar, Bayan Berbatov aninden bayılınca, ne yapacaklarını şaşırırlar!


Aynı evde yasayan Cemre, Yasemin, Eren ve Gülçin, okudukları gösteri sanatları akademisini bitirmeye çalısırken, başlarına gelen trajikomik bir olay yüzünden, altına girdikleri yüklü miktardaki borcu ödemek zorunda kalınca, kendilerini bir anda sahne dünyasının parıltılı ışıkları altında bulurlar. Ancak bu durum, okuldan atılma riskini de beraberinde getirir. Genç yaşlarında, bir yandan şöhret olmanın ağır yükünü tasımaya çalışırken, diğer yandan gerçeği Akademinin Müdürü Erol Hoca’dan saklamak için uğraşırlar.


“Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız, vardığınız yerin önemi yoktur.”

Patlamayla birlikte yukarıya çıkan kızlar, Cemre ve Emre’yi baygın halde bulurlar. Kendine gelen Cemre, hala baygın olan Emre için oldukça endişelenir! Yaşadıkları olaydan sonra değişmeye başlayan Cemre, hayata daha iyimser bir gözle bakmaya karar verir. Bu arada patlamanın etkisiyle dağılmış olan evi, Mert’e fark ettirmeden eski haline getirmeleri gerekmektedir!..

Erol hoca ile Bayan Berbatov final sınavları hakkında konuşurken, onları duyan Füsun, konuşmaları yanlış anlar. Kendisine durumu açıklamaya çalışan Erol’a karşı oldukça sert bir tavır takınan Füsun, Erol’un kendisini kıskandığını düşünmemesi için, boşanma davası yüzünden gergin olduğunu söyler. Buna rağmen Füsun’un kendisine karşı takındığı tavıra sinirlenen Erol, Bayan Berbatov’u akşam yemeğine davet eder.

Emre’ye, Mert’in evini toparlaması için zaman kazandırmaya çalışan kızlar, Mert’i evden uzak tutması için Gülçin’i görevlendirir. Ne yapacağını şaşıran Gülçin, Mert’e sevgili olduklarını hatırladığını söyler. Bu duruma çok sevinen Mert, kafayı İstanbul’a gelen Paris Hilton’a takmıştır. Kızların kayıtlarını Paris Hilton’a dinletmenin, çok önemli bir fırsat olduğunu düşünmektedir. Kızlar, Mert’i fazla ciddiye almaz. Ancak Gülçin, Mert’i evden uzak tutmak için, demolarını Paris Hilton’a dinletmenin çok iyi bir fikir olduğunu söyler. Birlikte Paris Hilton’un kaldığı otele giderler. Geceyi otelde geçiren Gülçin ve Mert, bütün çabalarına rağmen Paris Hilton’a ulaşamazlar.

Emre ile Cemre’nin yemeğe çıkacağını duyan kızlar, oldukça şaşırırlar. Cemre onlara patlamadan sonra hayatın kıymetini daha iyi anladığını ve bundan sonra çok daha farklı davranacağını söyler. Cemre’deki bu değişikliği fark eden Emre, çok mutlu olmuştur. Yemeğe çıkan Emre ve Cemre, gittikleri restoranda Bayan Berbatov ve Erol Hoca ile karşılaşırlar.

Vizelerin başlamasıyla sınav stresi yaşayan kızlar, herşeye rağmen başarılı bir performans sergilerler. Bora’nın yardımıyla sattıkları eşyalar sayesinde, ödenmemiş faturaları da halledince, geriye tek bir şey kalır: Gülçin’in terapistle olan randevusu… Terapiste giden Gülçin, unutkanlık sorunu dışında bütün sorunlarını anlatır. Durumun vahim olduğunu fark eden terapist, bir dahaki görüşmeye Mert’le birlikte gelmesini ister. Mert ise, sonunda Paris Hilton’a kızların demosunu dinletmenin bir yolunu bulur ama, otele giden Mert ve Gülçin’i kötü bir sürpriz beklemektedir!..


“Aşkın gözü kördür.”

Yaşadıkları maddi sıkıntı yüzünden zor günler geçiren kızlar, Bora’nın tavsiyesine uyarak sahip oldukları birkaç değerli eşyayı internette satışa çıkarırlar. Ne yazık ki satışa çıkardıkları eşyalar arasında, çocukların kızlara aldığı hediyeler de vardır…

Korkut, Yasemin’e evlilik teklif etmeyi planlamaktadır. Cemre’nin kalbini yeniden kazanmaya çalışan Emre de, bir sürpriz peşindedir. Çocuklar birbirlerine yardımcı olmak için anlaşırlar. Korkut’un planladığı sürprizi gerçekleştirebilmesi için dans sınıfının boş olması gerekmektedir. Emre, Korkut’un Yasemin’e aldığı tek taş yüzüğü koymuş olduğu çantanın bomba olduğunu söyleyerek dans salonunu boşaltır. Sınıf boşalır ama bu küçük şaka, Korkut ve Emre’nin tahmininden çok daha fazla paniğe sebep olur!..

Polisin de gelmesiyle akademi boşaltılırken Bayan Berbatov’un okula getirdiği bir köpek, Bayan Berbatov’un elinden kurtulur ve okul binasına girer. Okulda gerçekten bomba olduğunu düşünen Eren, köpeğin peşinde okula dalar. Barış da onu takip eder. Köpeği ararken bir terslik sonucu bodrumda kilitli kalan Barış ve Eren, oldukça zor anlar yaşar.

Panik içerisinde akademinin bahçesinde bekleyen Cemre, Yasemin ve Gülçin arkadaşlarını kurtarmak için arka kapıdan binaya girer ve Eren’le Barış’ı bulurlar ama çıkarmayı başaramazlar. Şakalarının başlarına iş açacağını anlayan Emre, Korkut ve Mert ise, durumu kurtarmak için bomba imha ekibi kılığına girerek, sınıfta bıraktıkları çantaya ulaşmaya çalışırlar. Ama gerçek bomba kurtarma timi, sınıfta yerini almıştır bile!.. Sakin başlayan gün, olaylı bir şekilde sona erer!..

Olaylar evde de devam eder. Kaybettiği günlüğünü arayan Gülçin, kaza sonucu Eren’in fotoğraf makinasını yere düşürür. Fotoğraf makinası bozulunca Gülçin, bu durumu Eren’den saklamaya çalışır. Bu arada Cemre, yanlışlıkla Gülçin’in günlüğünü suya düşürmüştür. Gülçin’in vereceği tepkiden korkan Cemre, fotoğraf makinası konusunda Gülçin’e yardım etmeyi teklif eder. Bora’nın bozulan makinayı tamir edebileceğini düşünerek Mert’in evine giden Cemre, Emre’yi karşısında görünce şaşırır. Cemre’ye sürpriz yapmak isteyen Emre, Cemre için yemek yapmaya niyetlenmiş ve sabahın köründe soluğu Mert’lerde almıştır. Emre, yapacağı sürprizin bozulmaması için, bahaneler uydurmaya çalışırken, ani ve büyük bir patlamayla birlikte bütün ev sarsılır!..


“Şuna inanmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir. -Mustafa Kemal Atatürk”

Kızlar son zamanlarda yaptıkları harcamalara dikkat etmedikleri için, maddi açıdan oldukça zor bir döneme girerler. Buna bir de, Gülçin’in faturaları ödememiş olması eklenince, doğalgaz, elektrik ve suyun kesilmesiyle zor anlar yaşamaya başlarlar…

Füsun’dan bir kız arkadaşlarının aniden okulu bırakmak istediğini öğrenen kızlar, çok üzülür: Arkadaşları Ece’nin okulu bırakmak istemesinin sebebi, babasının baskısıdır! Hem Ece’nin, hem de annesinin hikayesini öğrenen Füsun ve kızlar, Ece ve annesine yardım etmeye karar verirler…

Korkut’tan ailesinin onu çok beğendiğini öğrenen Yasemin, iyice panik olur ve ciddi bir şekilde evlilik korkusuna kapılır. Bu arada, biraz eğlenmek için bowlinge gitmeye karar veren kızlar ve çocuklar, işi fazla ciddiye alıp takımlara ayrılıp sıkı bir mücadeleye girerler: Ancak maçın kaderini sürpriz bir oyuncu değiştirecektir!

Hala Gülçin’e sevgili olduklarını hatırlatmaya çalışan Mert, karaoke fikrinin de işe yaramamasıyla, başka çözüm yolları aramaya başlar. Son çare olarak Gülçin’i kıskandırmayı deneyen Mert, Gülçin’in verdiği tepki karşısında oldukça şaşırır!..

Füsun’un, Ece’nin annesi ile görüşmesi ve Ece’nin kaydını dondurmaya ikna etmesinden sonra, kocasının eziyetinden kaçan Ece ve annesi, çareyi Füsun’un yanına sığınmakta bulur. Kocasından dayak yemiş olan Ece’nin annesinin durumu hiç iyi değildir! Füsun, bir süreliğine kalması için Ece’yi kızlara gönderir. Ece’nin annesi ise, Füsun’da kalır…

Bayan Berbatov’un kendilerine hafta sonu da ders vereceğini söylemesiyle oldukça canları sıkılan Cemre ve Eren, cumartesi gününün ‘Dünya Kadınlar Günü’ne denk gelmesini de bahane ederek Berbatov’un gönlünü alır. Bu sırada Emre hariç diğer çocuklar, 8 Mart’ın kadınlar günü olduğunu unutmuştur. Neyse ki, son anda imdatlarına Zeynep yetişir!..

Füsun, olanları Erol Hoca’ya anlatınca, Ece ve annesi için, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’yla görüşmeye karar verirler. Ancak onlar henüz bu kararlarını gerçekleştiremeden, oldukça sinirli olan Ece’nin babası, Füsun’u takip ederek, evine gelir: Karısını Füsun’un evinde gören Ece’nin babasının gözü döner!..